Sayı 18 - İÇİNDEKİLER

EDİTÖRÜMÜZDEN

Değerli Meslektaşlarımız ve Sevgili Öğrenciler;

Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bireyin doğumundan itibaren bedensel,  ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hâli olarak tanımlanmıştır. Ancak bu sağlık tanımında belirtilen tam iyilik hâli, pek çok bilim insanı tarafından eleştirilmiş, hiçbir kişinin bedensel ve ruhsal açıdan tam iyilik hâlini gerçekleştiremeyeceği düşüncesi ile bireylerin üretken olduğu sürece “sağlıklı” olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sağlık kavramında beden ve ruh sağlığı birlikte ele alınmasına rağmen; beden sağlığının somut ve gözle görülebilir niteliklerinin bulunması, ruh sağlığının ise soyut konuları kapsaması nedeniyle uygulamada ruh sağlığı hizmetlerine gereken önem verilmemektedir. Halbuki ruh sağlığı hizmetlerinin “koruyucu ruh sağlığı” ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi ve yaşam kalitesini artırıcı bir bakış açısı ile ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle bu ay ataç konumuz “Koruyucu Ruh Sağlığı” olarak belirlenmiştir. Bu sayıda bu konuyu ataç editörümüz Prof. Dr. Selma Doğan ayrıntıları ile ele alarak değerlendirecektir.

Sevgi ve Saygılarımla...

 

Prof. Dr. Füsun TERZİOĞLU

 



ATAÇ EDİTÖRÜMÜZDEN

Değerli Okuyucular,

Sağlıklı bir gelecek yaratmada toplumun ruh sağlığını koruma ve geliştirme hayati bir önem taşımaktadır. Toplumsal yaşamın yoğun ve dinamik temposu içinde birey ve toplum olarak dengeyi korumak ve yaşamı etkin bir şekilde sürdürmek için önemli bir çaba sarf etmemiz gerekmektedir. Bu doğrultuda, yaşamın getirdiği güçlüklerinin üstesinden gelmede, ruh sağlığını koruma ve bireysel baş etme güçlerini geliştirmeye yönelik uygulamaların bilinmesi önem kazanmaktadır. Diğer taraftan ruhsal sorunlar dünyada en yaygın görülen ve önemli kayıplara neden olan sorunların başında gelmektedir. Bu çerçevede son yıllarda ruhsal hastalıkların önlenmesi ve koruyucu ruh sağlığı anlayışı giderek önem kazanmış, ruhsal sorunlarla ilgili risk faktörlerini azaltma ve koruyucu faktörleri arttırmayı amaçlayan önleyici müdahaleler ön plana çıkmıştır.

Ruhsal bozuklukları önleme; ruhsal bozuklukların sıklığını, yaygınlığını azaltma, hastalığın tekrarlanmasını ortadan kaldırma ve geciktirmeyi, hastalığın birey, aile ve topluma olan olumsuz etkilerini azaltmayı hedefler. Bununla birlikte günümüzde koruyucu ruh sağlığı anlayışında yalnızca önleme değil, ruh sağlığını geliştirme, yaşam kalitesini arttırma hedefleri de öncelikli hâle gelmiştir. Bu yaklaşımlar pozitif ruh sağlığı olarak ta tanımlanabilmektedir. Birey, aile ve toplumun ruh sağlığını koruma ve geliştirme bu alanda çalışan hemşireler başta olmak üzere, bütüncü sağlık anlayışı kazanmış tüm hemşirelerin en başta gelen görevleri arasındadır.

Dergimizin bu sayısında koruyucu ruh sağlığı kavramı ve ruh sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik çeşitli girişimleri ele alan yazılar yer almaktadır. Özellikle ruh sağlığı açısından riskli bir dönem olan ergenlik dönemi ile ilgili ruhsal yönden risk oluşturabilen bazı sorunlar ve bu sorunlara yönelik müdahaleler ile ruh sağlığını koruma açısından hemşirelerin uygulamaları sırasında yaşadığı ikincil travma ile baş etme konusunu içeren yazılar yer almaktadır. Ataç konumuz olan “Koruyucu Ruh Sağlığı” konusuna ve bu sayının hazırlanmasına katkıda bulunan meslektaşlarımıza teşekkür ediyor, Dergimizin siz değerli okuyucularımız için yararlı olmasını diliyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

 

Prof. Dr. Selma DOĞAN