CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

SUNUŞ / CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

Biz ülkemizde eğitime ve eğitimciye değer veririz. Her ikisi de bizim için çok önemlidir. Aileler olarak yavrularımızın en iyi eğitimi alması için tüm yaşamımızı ortaya koyarız. Bu yolda bazen onları gereğinden fazla zorlasak, yorsak ta onların geleceği için hiçbir şeyden kaçınmaz, yılmadan çabalarız. Milli Eğitim Bakanlığımız da 1920’deki ilk meclisten beri Türk Milli Eğitimini istenen düzeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının
LOGOsundaki açılmış kitap bilgiyi, yanan meşale ise aydınlık ve uygarlığı temsil etmektedir. Ayrıca bitmeyen bir süreç olarak eğitimin sürekliliğinin simgelendiği de vurgulanmaktadır.
Yani Türkiye’de eğitim, bilgiye dayalı, aydınlık, uygar ve süreklidir.

Ülke genelinde eğitim çabaları yoğun bir şekilde sürmektedir. Ancak, bir konu vardır ki eğitim programları içinde görmezden geliriz, varlığını kabul etmek istemeyiz, geçiştirir, üstünü kaparız, hatta korkar, kaçarız: CİNSEL EĞİTİM.

Cinsel Eğitim nedir ki bu kadar korkutur bizi? Cinsel ilişki eğitimi midir? Cinsel hijyen eğitimi midir? Çocukların cinsellikle erken tanışmasına mı yol açar?

Öncelikle tüm bu yanlış anlamaları ortadan kaldırmak gerekir.

Cinsel eğitim; insanın kendisini tanıması eğitimidir.

Cinsel eğitim; insanın kendisini sevme eğitimidir, karşısındakini tanıma, kendisine ve hangi cinsiyetten olursa olsun karşısındakine saygı duyma, birbiriyle konuşabilme, birbiriyle
fikir alışverişinde bulunabilme, birbirini dinleyebilme, birbirini anlayabilme eğitimidir. Cinsel eğitim; her adın önüne “kadın” veya “erkek” diye bir sıfat koymadan elele, omuz omuza çalışabilme, barış içinde yaşayabilme ve üretebilme eğitimidir. Kendisini ve karşısındakini
seven toplumların daha barışçıl, daha üretken, daha yaratıcı ve daha mutlu olacakları
tartışmasız bir gerçektir.

Çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri nedeniyle cinselliği asla bir yetişkin gözüyle görmezler.
“Senin pipin düştü mü?” sorusu “Neden iki kulağımız var ama bir ağzımız var” sorusundan
farklı bir merak taşımamaktadır. Onlar bu sorunun cinsiyetle ilgili bir soru olduğunun farkında bile değillerdir. Ama yine de biz yetişkinler bu sorulardan kaygı duyarız. Susturmayı,
kaçmayı tercih ederiz.

O halde biz çocuklarımızı eğitmeden önce anne babalarımızı, öğretmenlerimizi, kanun yapıcılarımızı, medya mensuplarını, STK’ları ve toplumun tüm ilgili kesimlerini eğitmeliyiz.
Cinsel eğitimin gerçek anlamı, içeriği ve önemi konusunda yetişkinleri bilinçlendirmeli ve cinsel eğitim konusunun gerçek anlamıyla, doğru bir şekilde çocuklarımızın yaşamına girmesini sağlamalıyız. Ancak bu şekilde çocuklarımızı yersiz meraklar, gereksiz korkular, çekinceler, mutsuzluklar, güvensizliklerden koruyabiliriz. Bu da toplumun ileri gitmesi, yaratması,
üretmesi ve mutlu olmasının biricik anahtarıdır.

Sevgili yazarlarıma böylesine zorlu bir konuya gönül verdikleri ve yoğun tempoları arasında
vakit ayırarak bilgilerini paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum.

Prof. Dr. İsmihan Artan

16x24 cm., 1. Hamur Kağıt, Renkli, 216 sayfa, 

ISBN 978-605-9877-44-2

EDİTÖR
Prof. Dr. İsmihan ARTAN
YAZARLAR
Prof. Dr. Figen ÇOK
Prof. Dr. İsmihan ARTAN
Prof. Dr. Nergiz Meltem GÜVEN
Doç. Dr. Adile Gülşah SARANLI
Doç. Dr. Neslihan GÜNEY KARAMAN
Doç. Dr. Saniye BENCİK KANGAL
Dr. Öğr. Üyesi Haktan DEMİRCİOĞLU
Dr. Öğr. Üyesi Hülya ERCAN
Dr. Öğr. Üyesi Özlem ALKAN ERSOY
Dr. Öğr. Gör. Semra ŞAHİN
Dr. Arş. Gör. Beris ARTAN ÖZORAN
Öğr. Gör. Nesrin Şermin OKUTAN
Öğr. Gör. Sibel ÖZKIZIKLI
Arş. Gör. Nevra ATIŞ AKYOL
Arş. Gör. Selda ATA DOĞAN
Blm. Uzm. Ayten DOĞAN KESKİN
Özgül ÖNDER