Sayı 17 - İÇİNDEKİLER

EDİTÖRÜMÜZDEN

Değerli Meslektaşlarımız, Okurlarımız ve Sevgili Öğrencilerimiz;

Sağlık, bireyin doğumundan itibaren bedensel,  ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hâli olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu sağlık tanımında belirtilen tam iyilik hâli, pek çok bilim insanı tarafından eleştirilmiş, hiçbir kişinin bedensel ve ruhsal açıdan tam iyilik hâlini gerçekleştiremeyeceği düşüncesi ile bireylerin üretken olduğu sürece “sağlıklı” olarak değerlendirilebileceği vurgulanmıştır.

Cinsiyet - toplumsal cinsiyet arasındaki etkileşim, kadınlar ve erkekler için çok çeşitli ve birbirinden farklı sağlık sonuçlarına yol açmaktadır. Bu sonuçlar da kadın ve erkeklerin incinebilirlik açısından daha farklı bir durumda olmalarına yol açmaktadır. Kadınlar yaşam süreci boyunca, intrauterin yaşamdan başlayarak, çocukluk, adölesan, erişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde, erkeklere göre daha fazla risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Dünyada kadınlar şiddet, yoksulluk, aşırı iş yükü gibi olumsuz yaşantılarla ve zorlayıcı nedenlerle stresle daha fazla karşılaşmakta ve psikolojik sorunlar daha yaygın görülmektedir.  Kadınlarda yaşam boyu depresyon görülme sıklığı, erkeklerin yaklaşık 1,7-2,7 katıdır. Bu sonuçlara katkısı olan üç faktör tanımlanmıştır: Birincisi; kadınların daha uzun süre yaşamaları onların daha fazla hastalıkla karşılaşmalarına neden olmaktadır. İkincisi; dünyanın pek çok bölgesinde yapılan çalışmalarda ruhsal sıkıntı semptomlarını kadınların erkeklerden daha çok yaşamalarıdır. Üçüncüsü ise; kadınların üreme sağlığıyla ilgili sorunları yaşama olasılıklarının erkeklerden daha fazla olmasıdır.

Dünyada nüfusun yarısını oluşturmalarına rağmen, cinsiyetlerinden dolayı kadınlar şiddete, ayrımcılığa, çeşitli hastalıklara ve psikososyal sorunlara daha fazla maruz kalmaktadır. Menstrual sorunlar, gebelik, doğum ve ailenin diğer bireylerinin bakımını üstlenme gibi durumlar kadının stres faktörlerini arttırmaktadır. İş hayatına kadınlar erkeklere oranla daha az katılmakta ve daha az kazanmaktadırlar. Yaşlanmaya bağlı sorunlar kadınlar için hem bedensel hem de psikososyal açıdan zorlayıcı olmaktadır. Toplumsal ve kültürel etkenler, aile yapısı, kadının yaşamındaki olumlu/olumsuz olaylar ve kişilik özellikleri de tüm hayatı boyunca kadını incinebilir bir duruma sokmaktadır. Bu nedenle bu sayımızın ataç konusu “İncinebilir Gruplar” olarak belirlenmiştir. İncinebilir gruplar özellikle de kadınlar bu kapsamda ayrıntılı olarak değerlendirilecektir. Keyifle okumanız dileğiyle.

Sevgi ve Saygılarımla.

 

Prof. Dr. Füsun TERZİOĞLU